İnsanın yaratılışından bu yana göçebe hayatı bırakarak belirli bir yerde yaşama çabası ile ekonomik gelişimine yönelik olarak üretim, tüketim ve çalışma alanı olarak ortaya çıkan kentleşme süreci ile yayılan, gelişen kentler, zorunlu olarak kentsel yaşamı sürdürülebilir bir hale getirmek adına her kent kimliğine özgü çeşitli gereksinimlere ihtiyaç duymuştur. Bu gereksinimler kenti oluşturan tabakaların ve bileşenlerin çeşitlenmesine, çoğalmasına ve çeşitlendikçe çok bilinmeyenli bir denklem haline gelmesine yol açmıştır. Bu karmaşık yapıdaki kentler hızla artan kentleşme sonucundan nüfusun da artması ve yerleşim yerlerinde kentlerin plansız bir şekilde taşıma kapasitesinin aşılması sonucunda çeşitli mekânsal sorunların ve tehditlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Söz konusu bu hususlar neticesindeki durum kentin mekânsal organizasyonunun yeniden ele alınmasına ve planlanması ihtiyaçlarına yol açmıştır. Kentlerde insanoğluna sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam sağlanabilmesi adına gerekli olan kentsel teknik altyapı sistemleri ve hizmetleri ortaya çıkmış ve içinde bulunulan zamanın şartlarına esas olarak günümüze kadar teknolojik değişim ve dönüşüm göstermiştir. Kentsel gelişime ve eğilimlere göre kentsel teknik altyapı hizmetleri farklılıklar göstermiştir. Kentsel teknik altyapı hizmetleri, markalı proje – mega kent yatırımlarının yönlendirilmesinin en önemli aracı haline gelmiştir.
Kentsel yaşam merkezlerimiz, hızla artan nüfus ve gereksinimleri ile beraber, bir plana ve projeye tabi olmayan alt ve üst yapıların yapılması ve kentleşme sürecimizi iyi geçirmememizden ötürü çarpık yapı stoğunun yol açtığı çevresel hasarların olumsuz etkilerine maruz kalmıştır. Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşaması ile kentsel altyapının tesisi, gelişim aşamaları, planlama süreçleri, sürdürülebilir gelişimin ve planların en temel sorunları haline gelmiştir. Bu nedendir ki kentsel yaşam alanlarının en temel sorunu kentsel teknik altyapı hizmetlerinin kent ihtiyaçlarına yeteri kadar cevap verememesidir. Kentsel teknik altyapı hizmetlerindeki yetersizliğin nedeni; kent inşa etme enstrümanlarından kent planlaması ile kentsel altyapı arasındaki iletişimsizlik, aynı dilin konuşulmaması ve hassas dengenin kurulamamasından kaynaklanmaktadır.
Dünyadaki her yaşam biriminin, köylerin, kentlerin vb. kendine has o yerleşim alanlarında yaşamın olağan bir şekilde devam etmesi için temel işlevleri ve görevleri vardır. Kentlerin temel işlevlerini yerine getirebilmesi için, o kentin bir mekânsal organizasyonun kurulmasında, değişerek dönüşümün tasarlanmasında, kentleşmenin tamamlanmasında, kentlilerin kentleşme süreci veya kentleşmiş mekanlarda yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri için gereksinim duyulan en önemli enstrüman kentsel teknik altyapı hizmetleridir. Kentsel altyapı hizmetleri, planlanan proje ve yatırımlarla eşgüdümlü çalışılması sonucunda; şehrin gelişim stratejilerine ve planlarına katkı sağlayabilir.
Teknik altyapı hizmet projelerinin planlanabilmesi, kentin rasyonel bir plan ile tasarlanmış, planlarının projeksiyon tarihlerinin saptanmış olması, planın yaratacağı projeksiyon nüfusunun taşıma kapasitelerinin belirlenmesi ile mümkündür. Temel olarak bir kentin kendi kendine yaşaması ve yetebilmesi fiziksel altyapıya esas olarak hazırlanan kent/şehir planları ile eşgüdümlü olarak hazırlanması gereken teknik altyapı projeleri ile mümkün olacaktır.
Kentsel yaşam merkezlerinde kentsel altyapı enstrümanlarının güncel durumu ve nitelikleri, o kent merkezlerinde ekonomik gelişmişliğin en belirleyici faktörü olup, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren en önemli kriterlerinden biridir. Kentsel altyapı tesisleri; yerleşim birimlerine; katı ve sıvı atık, içme suyu temini, kanalizasyon, ulaşım, enerji, haberleşme, internet vb. gibi geniş bir hizmet ürünlerini kapsamaktadır.
Şehirlerin varoluşu bakımından kentsel teknik altyapı tesisleri ve şehir planlama arasında birbiriyle sıkı bir ilişki kurduğu söylenebilir. Şehir planlama hümanist bir yaklaşımla kentin popülasyonunun sosyal yapısındaki değişiklikleri gözlemleyerek yeni yerleşim birimlerinin gelişimini sağlamayı amaçlarken, kentsel teknik altyapı tesisleri de söz konusu bu kentsel gelişimin gerçekleşmesini sağlayan en önemli argüman olduğunu ortaya koymaktadır.
Kentsel altyapı olgusu bu bağlamda tüm şehir plan ölçeklerini, sosyal sınıfları ve mühendislik dallarını içeren bir kümedir. Günümüzde, şehir planlama süreci ve gereksinimleri ile kentsel altyapı yatırımları arasındaki ilişkiler bütüncül yaklaşımdan uzak ve aynı jargonu konuşamamasından ötürü bir o kadarda sorunlu haldedir.
Teknolojinin ilerlemesi, şehir planlama ile kentsel altyapı tesislerinin tasarımının harmonisi ile yeni bir yaklaşımla inşa edilecek kentsel projeler şehir tasarımı ile kentsel altyapı tesisleri arasındaki yeni bir ilişkiye işaret etmektedir. Bu durum günümüzde şehir planlama ile kentsel altyapı tesisleri arasında ilişkinin bu zamanın aksine form değiştirmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dünyada küresel iklim değişikliğinin ve ekolojik ayak izlerinin etkileri yeryüzündeki doğal ve yenilenebilir kaynakların sürdürülebilir etkin kullanımını en iyi ve en verimli şekilde kullanmamız gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşaması kentsel teknik altyapı tesislerini her zamankinden daha da önemli bir noktaya getirmeye başlamıştır. Doğal kaynak stoklarının gittikçe azaldığı bu dönemde gelişen teknoloji vasıtasıyla ortaya çıkacak ve tasarlanacak kentsel teknik altyapı tesislerinin inovatif anlayış ile şehirlerin sürdürülebilir hale getirilmesinde önem arz edecektir.
Kentsel teknik altyapıyı bir bütün olarak düşünecek olursak; birçok farklı sistemden meydana geldiği ve bu sistemlerin her birinin sürdürülebilir kentsel gelişime etkilerinin farklı olabileceği kabul edilmelidir. Her şeyden önce kentsel teknik altyapı tesislerinin neredeyse tamamı farklı teknolojik ve disiplinler arası hesaplara dayanmaktadır. Söz konusu bu sistemlerin kentlerin gelişimine olan etkileri zamanın ilerlemesi ve teknolojinin gelişmesi ile değişkenlik göstermektedir. Geçmişte kentsel teknik altyapı tesisleri dendiğinde akla su, elektrik, kanalizasyon ve yol gelirken günümüzde bu tesislere ek olarak doğalgaz, telefon, internet, vb. şeklinde yeni altyapı tesisleri eklenmiştir. Gelişen teknolojiler ışığında var olan kentsel teknik altyapı sistemlerinin kentsel gelişime olan etkileri ölçülebilir ve kentin ihtiyacı olacak henüz bulunmamış, tasarlanmamış sistemlerin etkileri tahmin ve hesap edilebilir olmalıdır ki kentin sürdürülebilir bir plana sadık kaldığı ve kent planın sağlıklı bir şekilde işlevini yerine getirdiği anlaşılabilmelidir.
Özellikle kentleşme süresinde sıkıntı yaşayan yaşam merkezlerinde kentsel teknik altyapı hizmetlerinin hazırlanması aşamasında karşılaşılan güçlükler bu hizmetlerin, sadece bir “mühendislik” mesleği gereksinimleri olmasından öte, ‘disiplinler arası meslekler’ olan şehir planlama, şehir ekonomisi, gayrimenkul değerleme, bilişim ve şehir yönetimi ile birlikte eşgüdümlü olarak incelenmesinin ve planlanmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kentsel teknik altyapı hizmetlerinin plan ve uygulama aşamalarında karşılaşılan temel sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunları da sadece mühendislik bilimi ile ekarte etmek mümkün değildir. Kent öyle bir olgudur ki onun planlamasında ve ihtiyaç duyduğu kentsel teknik altyapı hizmetlerinin oluşumunda tek bir bakış açısı ile ifade edilemez. Teknik altyapı hizmetlerinin planlanmasında ve oluşmasında yaşanan sorunlar finansman, projelendirme, planlama, programlama, organizasyon ve yönetim gibi farklı gerekçelerle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle de, bu hizmetlerinin planlanmasında ve tasarlanmasında, kent planının sunmuş olduğu arazi kullanımına esas olarak geliştirilecek yatırım projelerinin nitelikleri, bu farklı mesleklerdeki dinamiklere bağlı olarak yapılanmakta ve biçimlenmektedir. Bu disiplinlerin değişkenleri arasındaki karşılıklı ilişki ağına ve ilişki şemasına bağlı olarak, teknik altyapı hizmetlerinin hazırlanmasında ve yukarıda belirtilen altı disiplinin değişkenlerinin ortak, eşgüdümlü ve eşzamanlı değerlendirildiği, programlandığı ve gerçekleştirildiği bir çerçevede ele alınmalarına ihtiyaç bulunmaktadır.
Kentsel teknik altyapının ilgilisi olan kentlerin sürdürülebilir bir geleceğe sahip olabilmesi için kent planları ile eş güdümlü bir şekilde çalışması zorunluluk arz etmektedir. Kent planlarında arazi kullanımlarına yönelik kentlerin nüfus projeksiyonlarının çarpan etkisi ile birçok farklı yöntemle taşıma kapasitelerinin tahminlerini doğru olarak saptanmasına istinaden yapı yoğunluklarının belirlenmesi kentsel teknik alt yapı ihtiyacının hesaplanmasında en temel argümandır. Kentsel teknik altyapı hizmetlerinin birçok disiplin ile çalışma yapma gerekliliği bulunmakta, gelişen teknoloji ile ilgili disiplinlerin kentlerin gelecekte ihtiyaç duyabileceği yeni hizmetleri tahmin ederek yaşanacak bu değişimlere kenti teknolojik olarak adapte etmeleri beklenmektedir.
İsmail ÇAKIR
Nazenim Gayrimenkul Değerleme Özel Projeler Müdürü